Fransız yazar Patrick Modiano 69 yaşında Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görüldü. Bu onun aldığı ilk ödül değil. Ama yazarın meselesi ne ödül kazanmak ne de alkışlanmak…

13
Fransız yazar Patrick Modiano Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görüldü. Modiano, Nobel Ödülü alan 15. Fransız yazar. Ödülü aldığını öğrendiğinde yayımcısı Gallimard’dan arayan editöre ilk cümlesi “Neden beni seçtiler?” oldu. Çünkü tahminler ve bahisler Japon yazar Haruki Murakami’yi gösteriyordu. Şoku atlattıktan sonra “Nobel’e layık görülmüş Fransız yazarlarla aynı değerde olmak beni onurlandırdı” dedi… Nobel Ödül Komitesi, “Kavranması en güç insan yazgılarını anlatma ve Fransa’nın işgal dönemini gözler önüne serme konusunda bellek olgusunu sanat olarak kullanmasını onurlandırmak amacıyla ödüle değer bulduk” dedi. Fransa’nın en çok tanınan yazarı Modiano’nun işgal dönemine olan takıntısı çocukluğuna kadar uzanıyor… İtalyan asıllı Yahudi babası ve Belçikalı annesi olan Patrick Modiana 1945’te yani tam İkinci Dünya Savaşı sırasında Fransa’da gözlerini açtı. Orta halli bir ailenin çocuğu olan Modiano yalnız bir çocukluk geçirdi. Ortaokulu güçlükle devlet yardımıyla bitirdi. Nasyonal Sosyalist Almanya’nın tüm dünyayı etkilediği dönemde Yahudi karşıtlığı Avrupa’ya sıçramaya başladı. Nazi işgalinin Fransa üzerindeki etkisi Modiano’da kalıcı bir iz bıraktı. Özellikle de babasına sert tutumu nedeniyle ve Yahudilere zorla taktırılan yıldızdan takmadığı için kızıyordu. Karaborsacılık yaparak para kazanan babası hiç yanında olmadı. Küçük kardeşi Ruby lösemiye yakalandı, 10 yaşında öldü. Yaşadığı her olayda babasının parmağı olduğunu düşünerek büyüdü. Patrick Modiano’nun eserlerinde, kimliğini ve yerini soruşturan tavrı nedeniyle, travmalarla dolu çocukluğunun ve babasına olan kızgınlığının etkisinin büyük olduğu düşünülüyor. Babasına kızgındı ama ondan öğrendiklerinden yola çıkarak imza taklitçiliği yaptı ve geçimini uzun süre bu işle sağladı. Nazi işgali sona erdi derken Cezayir Savaşı başladı. Savaş düşüncesi bile onu endişelendiriyordu.

BİTMEYEN KİMLİK ARAYIŞI
Sürrealist eserleriyle tanınan Fransız yazar ve şair Raymond Queneau, toplama kamplarıyla ilgili öykülerini okudu ve Modiano’da bir ışık olduğunu anladı. Hiç vakit kaybetmeden onu Fransa’nın en önemli yayınevi olan Gallimard’a götürdü. Böylece ilk kitabı Yıldızın Yeri/ La Place de l’Etoile o henüz 23 yaşındayken basıldı. Kitapta babasının takmadığı Yahudi yıldızının intikamını satır satır aldı. Toplumun kaderiyle eninde sonunda kucaklaşacağını anlattı. Almanya’da, Nazi Soykırımı sonrası oluşan edebiyatın en önemli kitaplarından biri olarak görülse de kitabın Almanca çevirisi ancak basıldıktan 42 yıl sonra yapıldı.

ESKİ KİTAPLARINI BEĞENMİYOR
İlk eserinde kabul edilen ve inkar edilen Yahudi kimliğini işleyen Modiano, sonraki eserlerinde de geçmişten daha doğrusu geçmişinden kopamadı. Her eserinde çocukluğunda yaşadığı karanlık anıları ve yüzleşmek zorunda olduğu kimliğini kalemine mürekkep yaptı. Son eserlerindeyse 20. yüzyıl metropol insanının yakın geçmişini buruk bir hüzünle hatırlamasını işledi. Patrick Modiano’nun sona ermeyen kimlik arayışı her yerde; öykülerinde, çocuk kitaplarında, polisiye romanlarında, senaryolarında, otobiyografisinde… Yazarın 40’ı aşkın kitabı yayımlandı. Çok az bir kısmı İngilizce’ye çevrildi. Türkçeye ise sadece altı kitabı çevrildi. Modiano hafızasını kaybeden bir dedektifin kendini arayışını anlatan Kayıp Kişi/Rue des Boutiques Obscures adlı polisiye romanıyla 1978 yılında Fransa’nın en prestijli edebiyat ödülü Prix Goncourt’u kazandı. Yayımlandığı yıl ilk kitabıyla ödül alan yazar 2010’da tüm yapıtlarıyla Cino del Duca Dünya Ödülü’ne ve 2012’de Avusturya Devleti Avrupa
Edebiyatı Ödülü’ne değer görüldü. Fransa’da çok tanınan yazar dünyada kitaplarından çok senaryolarıyla biliniyor. 1974’te ünlü Fransız yönetmen Louis Malle’in çektiği Lacombe, Lucien filminin senaryosunu yazdı. 2003 yapımı İyi Yolculuklar/ Bon Voyage’ın senaryosunu ise yönetmen Jean Paul Rappeneau’yla birlikte kaleme aldı. 2000 yılında da Cannes Film Festivali jüri üyesiydi. 2005’te de Soyağacı adını verdiği otobiyografisiyle yalnızlığını anlattı… Kimileri Modiano’nun anılarına ve temasına sadık olduğu için takdir ediyor, kimisi de hep aynı şeyi yazdığı için verimsiz olarak nitelendiriyor. Konularını hep aynı bulan okurların da inkar edemeyeceği bir şey var; Modiano güçlü kurgu yeteneği olan bir yazar. Aynı dönemin bunalımlı havasını her seferinde bambaşka bir bakış açısıyla ustalıkla anlatıyor. Modiano, medyada görünmeyi çok sevmeyen ve nadiren söyleşi veren bir yazar. Eski kitaplarını çok iyi bulmadığını eski bir söyleşisinde belirten Modiano “Bir işe başladığımda çok zor bir döneme giriyorum. Defalarca vazgeçip her defasında yeniden oturuyorum. Kimi zaman hiç ama hiç sonu gelmeyecekmiş gibi hissediyorum” diyor…

MÜJDE!
Eğer Nobelli yazar Modiano’yu keşfetmek istiyorsanız Can Yayınları Bir Gençlik ve En Uzağından Unutuşun kitaplarını tekrar basıyor. 33. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’ndan vakit kaybetmeden alabilirsiniz!

Ece ULUSUM

http://www.sabah.com.tr/kitap/2014/11/07/nobeli-aslinda-bir-cocuk-kazandi

Related Posts

Kalben: Sürekli parlayamam

Ediz Hafızoğlu ve Çağrı Sertel: Transparan takılıyoruz

Ezhel’in annesi Ulya Turgut: Çocuğumun arkasındayım

Caz ve dahası

Lezzetli ama hep aynı Cappadox

Doğu Demirkol: Murat Abi Hazar’ı, ben Bennu Abla’yı kapatacaktım