360 derece izlenebilen şov Fuerza Bruta ilk kez İstanbul’da. 16-23 Kasım tarihleri arasında Volkswagen Arena’da izleyebileceğiniz şovun bazı seanslarının biletleri tükendi bile…
Yıl 2006, lise öğrencisiyim. Tam ödev yaparken televizyonda bir telefon operatörünün reklamına takıldım, “İlk mesaj atan 100 üyemize dünyanın en iyi gösterisi De La Guarda’ya iki kişilik bilet hediye!” Kazanacağıma hiç ihtimal vermeden bir mesaj attım. 2 dakika sonra telefonum titredi, “Sn. Ece Ulusum kazandınız!” Ödev aklımdan uçtu, nasıl çığlık atıyordum… Allem ettim kallem ettim babamı ikna ettim ve gittim. Gösteriden o kadar etkilenmiştim ki hâlâ biletlerini saklarım… 10 yıl sonra aynı ekip yine İstanbul’a geliyor. Yine konsept aynı ama bambaşka bir içerikle, Fuerza Bruta ile. Haberini alır almaz telefona sarıldım, karşımda şovun sanat direktörü Diqui James…
■ 5 milyon kişinin seyrettiği şov şimdi İstanbul’da. Biz seyirci olarak çok heyecanlıyız, ya siz?
Elbette! Bu gerçekten bizi çok heyecanlandırıyor. Fuerza Bruta ile Türkiye’ye ilk gelişimiz fakat daha önce De La Guarda ile geldik ve deneyim de olağanüstüydü. İnsanların tepkisi çok samimiydi. Yeniden heyecan ve adrenalin dolu yeni bir gösteriyle orada olmak bizim için büyük bir zevk.
■ İzlemiştim, o zaman lisedeydim, yıl 2006’ydı. Peki iki gösteri birbirine benziyor mu?
Fuerza Bruta’nın içinde De La Guarda’yı görmek mümkün. Ekip neredeyse aynı ve gösterinin o zamanlardaki hali evrimleşerek şu anki halini aldı. De La Guarda’da fazla sahne dekorumuz yoktu. Daha çok boş bir alan ve bir sürü hareket eden insan vardı. Fuerza Bruta’da seyircilerle doğrudan etkileşime girebilmemize olanak sağlayan harika sahne dekorlarımız var. De La Guarda’nın stili ve dili tamamen soyut, Fuerza Bruta ise soyut kavramları somut gerçeklikle bir araya getiriyor.
■ Çok ilginç. Neler olacak şovda?
Sanırım “Sürprizler olacak mı?” diye sordunuz. Biraz daha bekleyip sabretmek zorundasınız!
■ 10 gösteri gerçekleştireceksiniz. Gösterilerin her biri birbirinin aynı mı yoksa farklı mı?
Her performansta aynı sahneler olmalı ki böylece herkes tadını çıkarabilmeli ve görmeyen kimse kalmamalı! Fakat aynı zamanda her biri birbirinden farklı olacak çünkü sahnelerimiz seyirciyle şekilleniyor ve önceden planlanmıyor. Bu aslında seyircilerin oluşturduğu bir gösteri ve herkes kendinden bir şeyler katarak gösteriyi daha güzel ve özel hale getiriyor.
■ Müzik, su ve dans! Üçünün bir arada olduğu düşüncesi bile heyecan verici. Fakat insanın aklı almıyor. Sizi izleyenlerin yüz ifadesi, tepkisi nasıl oluyor?
Böyle bir gösteriyi yapmanın en güzel yanı da bu! Kendilerini neyin beklediğini bilmedikleri için insanların şaşkınlıkları yüzlerinden okunuyor. İnsanların verdiği tepkiler, gittiğimiz her yerde çok farklı.
■ Bir hikâye anlatılıyor mu sadece estetik bir iş mi bu?
Bir hikâyeden ziyade, başlı başına bir deneyim sunuluyor. Koltuğunuzda oturup bir gösteri seyretmeyeceksiniz, sahnede olup bitene dahil oluyor, hareketin bir parçası haline geliyorsunuz. Amaç, insan vücudunun duyguları ve dürtüleri nasıl yansıtacağını göstermek. Duyulara dayalı bir gösteri…
■ Sizi izlemeye gelenler evine hangi duygularla dönecek?
Bence en ideali herhangi bir beklentiye sahip olmamak. Zaten bizi farklı ve cazip kılan bu. Ama bir şey söylemek gerekirse gelenekselin ve alışılmışın dışında bir deneyim yaşayacağınız kesin. Arjantin’de doğan gösteride bolca fiziksel temas göreceksiniz. Seyircilerimiz beklenmedik şeylere şahit olmaya hazır olmalı. Umarım gencinden yaşlısına birçok kişi gelip alışık olmadıkları bu gösteriyi izlerken hem günlük hayatın stresinden uzaklaşır hem de eğlenir!
**
Biraz tüyo…
Dansçılar, seyircilerin tepesinde yürüyormuş gibi tavana monte edilmiş yarı saydam havuzda performans sergileyecek. Işık oyunları, hayali imgeler ve müzik eşliğinde dev vantilatörlerin rüzgâr gücüyle dansçılar havada süzülecek.
*Gösteri, 10 yılda 29 ülke, 54 şehirde 5 binin üzerinde performansla 5 milyondan fazla izleyiciyle buluştu. Ekip, İstanbul’da 10 gösteri yapacak.
Ece ULUSUM